İtalya’nın en tanınmış iş adamlarından Michele Ferrero’nun vefatı, tam da Sevgililer Günü olan 14 Şubat’a rastladığı için, ekonomi gazetelerindeki birkaç haber dışında pek yer almadı basında. Oysa her çocuğun, ya da çocuk ruhlu kişinin, hayatı boyunca “en az bir defa” mutlulukla gülümsemesine neden olan Michele Ferrero’yu anmasını, en azından sosyal medyada hatırasını yaşatmasını beklerdim.
Michele Ferrero, bütün dünyada milyonlarca fanatiği olan, deyim yerindeyse “kült kahvaltı lezzeti” Nutella’yı üreten Ferrero şirketinin başıydı. Uzun hayat hikayesi (89 yaşında vefat etti), gıda alanında çalışan girişimcilere ilham vermeli. Çünkü Bay Ferrero, Nutella’nın yanı sıra Kinder Surprise, Mon Cheri, Ferrero Rocher (ki hepsi arasında benim favorim budur) ve Türkiye’de pek bilinmese de dünyada çok popüler olan mini naneli şeker Tic Tac’ın yaratıcısı. Bugün 53 ülkede yaklaşık 34 bin çalışanı olan Ferrero, gıda devleri Nestle ve Mars ile rekabet eden, sıfırdan bu noktaya gelebilmiş bir aile şirketinin başarı öyküsüdür. Bu hikaye Steve Jobs’unki kadar hızlı ve başdöndürücü bir yükselişi anlatmasa da, bana göre, tıpkı Jobs’unki gibi “onlara sevecekleri bir şey vermeliyim” azminin sanayideki karşılığıdır. İşte bu nedenle girişimcilere ilham verecek bir öykü olduğunu düşünüyorum.
En iyi fikirler en zor zamanlarda gelir
Biraz tarihle ilgilenenler, II. Dünya Savaşı’nın bitiminde hem galip hem de mağlup ülkelerin kalkınma öykülerini bilirler. Kaynakların azalmış olması nedeniyle insanlar mobilyadan mimariye, modadan gıdaya kadar pek çok konuda çözümler üretmek zorunda kaldılar. Bu çözümlerden biri, bugünkü Nutella’nın ilk hali olan kakaolu fındık kremasıydı. Michele Ferrero’nun babası Pietro Ferrero, kendi aile işletmeleri olan pastanede o dönem zor bulunan kakaonun daha az, İtalya’nın Piyemonte bölgesinde yetişen fındığın daha bol kullanıldığı bir çikolata kreması icad etti. Daha doğrusu gianduja çikolatanın tereyağ gibi ekmeğe sürülebilir şekliydi bu. Kulağa tanıdık mı geliyor? Nutella’nın temeli “Supercrema Giandujot” adı verilen bu tatlıya dayansa da, bugünkü halini alması, Michele Ferrero’nun işin başında bulunduğu 1964 yılında gerçekleşti; bugün bildiğimiz, ekmeğe kolayca sürülen, olmadı kaşıkla yenen, yumuşacık, fındık kokulu Nutella halini aldı.
1949-1990 yılları arasında şirketi bizzat yöneterek yeni ürünler geliştiren ve İtalya dışında da fabrikalar açılmasına önayak olan Michele Ferrero, basın karşısına nadiren çıkardı. Bu nedenle medyatik bir iş adamı profilinden çok uzaktı. Bay Ferrero’nun bana göre en ilham alınacak yanı, satışa sunduğu tüm ürünlerin son derece başarılı olması ve tüketicide tutku derecesinde bağlılık yaratmasıdır. Zincirin baş halkası Nutella üzerinde konuşmaya gerek yok, ama vişne likörlü çikolata Mon Cheri’ye ne demeli? Ağzınızda bitter çikolatanın hafif acılığını vişne likörünün iç gıcıklayıcı mayhoş tadıyla buluşturan bu tek lokmalık lezzet de, 1950’lerden bu yana çok seviliyor. Bana bir Türk ailesi gösterin ki 70’lerde 80’lerde Almanya’dan tanıdıkları onlara Mon Cheri (veya bazen taklidi) çikolata getirmemiş, anneler komşularına gururla ikram etmemiş olsun. Benim favorim olan Ferrero Rocher ise, altın rengi ambalajından kremasının kıvamına, fındık kaplamasına kadar çok özel bir ürün. Nasıl ki makaron pastacılığın zirvesinde çok özel bir ürün ise, Ferrero Rocher de fabrikada yapılan çikolataların zirvesinde bir ürün.
Bugün Asya’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanında Ferrero ürünleri satılıyor ve takdir ediliyor. Ferrero markasının başarısı, zenginleşmenin sanayileşmeyle mümkün olduğu 20. yüzyıl girişimciliğinin tipik bir öyküsü. Öte taraftan gerek Bay Ferrero’nun işine ve yeni ürünler geliştirmeye duyduğu tutku, gerekse tüketicilerin Ferrero lezzetlerine duyduğu tutku, başarının inovasyon ve farklılaşmayla yakalandığı 21. yüzyıl girişimcilerine çok şey öğretebilir. Uzmanların şeker tüketiminin kısıtlanması konusundaki uyarılarına rağmen çocuğuna Kinder Surpise yumurtası almayan, Ferrero Rocher ikram edildiğinde geri çeviren kimseyi tanımıyorum ben. Ya siz?
Nahide Mutlu